11 Ocak 2016 Pazartesi

Ezoterizmin Popüler Hale Gelmesi


Popüler Ezoterizm




Ezoterik; içsel, içrek, gizli, batıni, kamuya açık olmayan, belirli bir insan topluluğunun dışında
kimseye bildirilmeyen, yalnızca sınırlı, dar bir çevreye aktarılan, yalnızca bir kurum ya da bir okulda, bir mezhepte ve ya belirli bir alanda oldukça ileri düzeye ulaşmış kişiler için saklanmış, sadece onlar tarafından anlaşılabilir, olan gizli inanç , ideoloji, öğreti, bilgiler.

Son dönemlerde , kitaplar, filmler, internet paylaşımları ve hatta çeşitli bilgisayar oyunları ile çokça işlenen, tartışılan, tabir-i caizse didiklenen bir konu ''Ezoterizm'', Ezoterik düşüncenin ve sembolizmin, özünde ''gizlilik'', ''sırlar'' olan bir olgunun bu kadar çok yayılması, işlenmesi, envanterlerin ortalıkta dolaşması ne kadar doğru ve mantıklı?

Özünde ''gizlilik'' olan ama bu kadar çok kişinin ulu orta bilgi sunduğu, fikir beyan ettiği, sırları deşifre ettiği bir öğreti ne kadar gerçektir?


''İlluminati, subliminal mesaj...vs.'' gibi sözcüklerin internet ortamında gezdiği, deşifre edildiği, pop müzik ikonlarına maledildiği, '' kutsal kase, templar şövalyeleri , Da Vinci' nin şifresi'' gibi sözcükleri barındıran kitapların çok satanlar listesinde hızla yükseldiği bir dönemdeyiz.



Günümüzde , Ezoterik öğreti ve sembolizmin bu kadar popüler hale gelmesinin temelleri 14. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Astroloji, Simya, Büyü, Kehanetler/Medyumluk gibi kavramların çekiciliği ve New Age akımlarının hızla yayılması, Ortaçağ kültürüne merak gibi sebepler de yaşadığımız çağda ezoterizmi popüler kültür ögesi haline getirmiştir.



Akım, ülkemizde, Antik Mısır kitapları ve filmlerinin yayılmasıyla başladı sanırım. Antik Mısır kültürü, tanrıları ve gizemciliğinin hızla yayılmasını, Atlantis ve Mu ya olan merak duygusu ve bu kültürleri içeren, anlatan kitapların yazılması ve okunması takip etti. Güney Amerika kültürleri, Maya uygarlığı ve Marduk a olan ilgi ile ilerleyen bu akım son dönemlerde Ortaçağ manastır gizemciliği, Hazreti İsa peygamber ve sonrasındaki gizemci söylentilere yönelme, Leonardo Da Vinci ve eserlerinde gizli sırlar arayışına ilgi, Templar şövalyeleri, bazı gizli ezoterik örgütlere olan merak duygusu ve İlluminati'nin Dünya ve insanlık üzerindeki planlarının hırsla deşifre edilmesi ile kendini göstermektedir. Ezoterizm, gizemlere ve sırlara olan merakımızın da neticesinde her geçen gün daha bir popüler olmakta, tüketim toplumunun başka bir cazip metası olarak bizlere pazarlanmaktadır.



Hakkında ne kadar açık açık yazılırsa yazılsın, ne kadar ulu orta konuşulursa konuşulsun, Hakikat, başlangıçtan beri, hayata gözlerimizi açtığımız günden beri oradadır, zaten gözlerimizin önündedir, onu Orta Çağ da, Leonardo'nun eserlerinde, Templar Şövalyelerinde, Mısır mabedlerinde, Maya eserlerinde, kendimizden ötede aramak beyhude.



 O bilinmekte ama yadsınmaktadır, HAKİKAT, bilmediğimiz ya da bizden gizlendiği için değil, onu görmek istemediğimiz, idrak etmekten kaçındığımız, yadsıdığımız için Ezoterik (içrek) dir. Ezoterik öğretilerle ilgili binlerce kitap yazılsa, binlerce kitap okusak, film izlesek dahi o gizliliğini korur. Ezoterik bir öğreti içine girmeden, onu içselleştirmeden , inisiye olmadan öğrenilemez. O öğreti içine girmeden, yaşamımızı ve varlığımızı o öğreti içinde yoğurmadan, inisiyasyon aşamalarından geçmeden edineceğimiz her türlü bilgi, öğreneceğim her türlü sembol, belge ve materyal soyut bir bilgi yığınıdır ama Hakikat olamaz.

Bu bloğun, yazığım yazıların amacı da yalnızca bu bilgi yığınıdır. Herhangi bir inisiyasyon aşamasından geçmediği, yaşama uygulanmadığı, ezoterik bir topluluk içinde yoğrulmadığı sürece paylaşımlarım sadece bir semboller yığınıdır. Zaten bildiğiniz ama kabullenmediğiniz, kavrayamadığınız şeyleri size yeniden göstermekten başka birşey değildir!

 Yazarın can sıkıntısı ile edindiği beyhude bir uğraştır!!!






6 Ocak 2016 Çarşamba

HERMES , MERKÜR TRİSMEJİST , THOT , İDRİS


HERMES , MERKÜR  TRİSMEJİST , THOT , İDRİS




   "Düşüncelerimizin hiçbiri Tanrı'yı kavrayamaz; ve hiç bir dil onu tanımlayamaz; cisimsiz, görülmez ve şekilsiz olan; duyularımızda yakalanamaz. Tanrı, bazı seçilmiş kimselere, kendi en yüce yetkinliğinin ışınlarını algılamaları için, doğal şeylerin üstüne yükselme fakültesini bağışlayabilir; fakat bu seçilmiş kimseler, kendilerini titreten ve maddesiz olan görünümü halk diliyle ifade için söz bulamazlar.
Bunlar, insanlığa ancak, kendi gözleri önünde evrensel hayatın bir hayaliymiş gibi geçen yaratıkların ikinci nedenlerini açıklayabilirler. Fakat ilk neden örtülü kalır; ve biz onu ancak ölümü geçtikten sonra anlayabiliriz." "Hermes, eşyanın kendisini toptan gördü. Görünce anladı; ve anlayınca kendini göstermek ve ilham etmek gücüne sahip oldu. Bilgelikte sükut ederek ve aynı zamanda konuşarak, bütün alemin süresince bir şeylerin aranmış olması için düşündüğünü yazdı; ve yazdığının büyük kısmını sakladı; bu surette kardeşi olan Tanrılara, kendine tören alayları tertip etmelerini emrederek yıldızlara yükseldi."



   
  

   Ermes, Hermes, Tod, Yunanlıların verdiği isimle Merkür Trismejist, Zeus ve Maria nın en hızlı ve kurnaz, haberci oğlu, Roma da Merkür, İslam'da İdris, Gigantlar da Hippolytus olarak geçen ; Mısır'da ''Tanrılar Dönemi'' olarak geçen (Yöneticileri Tanrı, Kral, Rahip olduğu) bir dönemde yaşadığı düşünülen, Antik Mısır'ın dervişlerinden biri olabileceği de söylenen, Gizli bilgileri saklayan bir topluluk ve düşünce birliğine ve inisiye, Ezoterik bilgilere de adını veren, gerçekten yaşayıp yaşamadığı muamma bir şahsiyet.


Felsefe Sözlüğü'nde, VoltaireHermes ile ilgili olarak şöyle der;


 " Bu eski üç kere bilge Hermes'in kitabı ihmal edilmiştir. Bütün bu tanrıbilimsel karmaşıklıkta insan usunu hayret ve itaat etmeye zorlayan neler yok ki ?"




  

    Mısır tapınaklarında yapılan İsis ve Osiris törenlerindeki sırları içeren,  "İlk Ateş" ve "Işın Kelam" doktrini bütün Mısır bilgelerinin merkezi ve en yüksek noktası olduğu gibi, Musa, Orfe, Pythagoras, Ezoterik düşüncelere, astronomi, astroloji, simya, felsefe ve diğer dinlere de temel oluşturmuştur; hatta öyle ki, hekimliğe, doğal tarih ve felsefeye, kahinliğe, yıldızlar bilimine kadar tüm bilgiler Hermes adı altında Miladın 2. yüzyılına kadar akıp gider.



Osiris 'le karşılaşmasında, Osiris Hermes'e sorar:
-Gördüğünü anladın mı?





Hermes: 

-Hayır.





Osiris: 

-En önce gördüğün "nur" her şeyi güç halinde kapsayan ve bütün varlıkların örneğini kendinde saklayan Tanrısal zihindir.


Daha sonra; içine daldığın karanlıklar içinde yeryüzünün insanları oturan ve madde alemidir. Fakat derinliklerden fışkırdığını gördüğün ateş, Tanrısal


"Kelam"dır. Tanrıdır. Kelam "Oğul"dur. Bunların birleşmesi "Hayat"tır. 




Hermes sorar:


-Artık beden gözüyle değil, ruh gözüyle görüyorum, bu nasıl oluyor? 





Osiris:

-Ey tozların evladı, çünkü "Kelam" sendedir. Sende işiten, gören, hareket eden kutsal ateş ve yaratıcı töz olan "Kelam"ın kendisidir, (Hermes'in vizyonundan).

   Hermes'in düşüncelerinde HAKİKAT in temelleri şöyledir;


"Dış, eşyanın içi gibidir; küçük, büyük gibidir; bir tek kanundan başkası yoktur ve işleyen 'Bir' dir." 
"İnsanlar ölümlü Tanrılardır; ve Tanrılar ölümsüz insanlardır."

Ona göre Yaratıcı, Düzenleyici, Tanrı , Mücerret / Soyut özelliklere ve ululuğa sahiptir,  tek yüce ışık vardır, herkesin "ruh" ve vicdanında gizlidir. İnsan, bu ışığı, Tanrıyı / Tanrısallığı arayarak, kendisinde keşfedip çıkarabilir.




HERMETİKA, HERMES TARİKATI, MİSTİZMİ VE İNSİYASYONU, başka bir yazımızda yer alacaktır.






IŞIK SİZİNLE OLSUN...






KAYNAKLAR:


Düşünce Tarihi - Orhan HANÇERLİOĞLU

Felsefe Ansiklopedisi - Cemil SENA
Hermetika Hermes'in Kayıp Sözleri - Timothy FREKE , Peter GANDY
Dharma Ansiklopedisi - Alparslan Salt



  

5 Ocak 2016 Salı

Ezoterik, Batıni, Okült, Hermetik Yazılar

Blogumuz yapılanma ve düzenlenme evresindedir.

Çok kısa bir zaman zarfında pek çok ilgi çekici yazı ile sizlerleyiz.